Yunanistan Troçkist Grubu tarafından çıkarılan broşürün çevirisini burada yayınlıyoruz. Yoldaşlarımız, demir yolu işçileri sendikasının öncülük ettiği ve on binlerce insanın katıldığı 12 Mart mitinginde bu broşürün binden fazla kopyasını halka dağıttı. Miting, Yunanistan Komünist Partisi (KKE), PAME işçi sendikası, sendikalar ve öğrenci grupları tarafından çağırıldı.

57 kişinin hayatını kaybettiği ve birçok kişinin yaralandığı Tempe tren kazası, AB ve ABD’li emperyalistlerin on yıllardır dikte ettiği korkunç kemer sıkma ve özelleştirmelerin bir sonucudur. 2015 yenilgisinden sonra [Syriza hükümetinin, AB kemer sıkma politikalarını reddeden referandum kararını geri çevirmesi], işçi sınıfı kendisini defansif mücadeleler veren, usanmış ve yenilgi üstüne yenilgi alan bir konumda buldu. Tempe’de işlenen suç kitlelerde muazzam bir hiddet yarattı. Emekçiler, 8 Mart’taki kitlesel grevde “YETER!” dediler ve kemer sıkmanın sonuçlarıyla mücadele etme istekliliklerini gözler önüne serdiler. İşçi sınıfı 2015’ten bu yana ilk defa kontratağa kalktı ve burjuvaziyi ve Yeni Demokrasi (ND) hükümetini savunma pozisyonu almaya zorladı. 2012 ve 2015’in tersine, bugün Syriza konusunda çok daha az bir yanılsama var. Artık, ND, PASOK ve Syriza’nın kitlelerin çektiği acılardan eşit şekilde sorumlu olduğu açık. Hepsi cehennemin dibine gitsin!

Kitlelerin öfkesi taşma noktasındayken ve seçimler yaklaşırken akıllara gelen soru şu: ülkeyi kim yönetecek? İşçilerin ihtiyaçları belli: Borçları iptal et! Kemer sıkma paketlerini devir! AB ve NATO’dan çık! Bu talepleri elde edebilmek için emekçi kitlelerin genel bir saldırısı gerekli. Buradaki temel soru, bu mücadeleyi kimin zafere taşıyacağı. Solda kimsenin buna net bir cevabı yok. Biz KKE/PAME işçi hükümeti çağrısı yapıyoruz!

Troçkistler olarak KKE’nin Stalinistleri hakkında herhangi bir yanılsamamız yok ancak onların proletaryanın cephesine öncülük ettiğinin farkındayız. Eğer KKE iddia ettiği gibi gerçekten devrimciyse bu taleplerinin gerçekleşmesi için edilecek mücadelede işçi sınıfına öncülük edip gücü ele geçirir. Durum bunun için olgun. Eğer KKE ve PAME işçi sınıfının saldırısına öncülük ederlerse zafere ulaşabilirler. Ancak, inandığımız gibi, bunu yapmayacakları, işçi sınıfına yeni ve devrimci bir önderliğe ihtiyaç duyduğunu gösterecek.

KKE’nin tüm tarihi bu kavgaya zafer elde etmek için önderlik etmeyeceklerini bizlere gösteriyor. KKE, 1940’larda ulusal kurtuluş hareketini işçi-sınıfı iktidarının kıyılarına getirdi ama yalnızca geri vermek için. Bunu, Aralık olaylarında [1944] Atina’yı kontrolü altına aldıktan hemen sonra şehri Britanyalı ve Yunan kapitalistlere teslim etmesi açıkça gösteriyor. KKE 2015 yılında geçersiz oy kullanarak AB kemer sıkma paketlerine karşı oy kullanmayı reddetti. Syriza’nın ihanetinden sonra emperyalistlerle mücadeleye önderlik etme görevi somut bir şekilde ortadayken, KKE parmaklarını bile oynatmadı.

1940lı yıllarda, faşizme karşı mücadele adı altında burjuvazi ve “ilerici” emperyalistlerle birlikte iş birliği yaptılar. Bugünse “sınıf bağımsızlığı” uğruna emperyalist boyundurukla mücadeleye önderlik etmeyi reddediyorlar. Bu iki tutum, Stalinizmin iki yüzünden başka bir şey değil ve hem emperyalistlere hem de yerli burjuvaziye teslimiyete yol açıyor. Bunun aksine, sosyalist devrim mücadelesinde, gerçek bir devrimci parti ulusal kurtuluş mücadelesini sınıf bağımsızlığına bağlar.

Solun kalanı, KKE ile aynı reformist programa sahip. Taş çatlasa, KKE’ye sol eleştiriler yaparak daha radikal pozisyonlar alması yönünde baskı kurmak. KKE yerine bir alternatif devrimci çözüm sunmadıkları için bir işçi mücadelesinin gelişmesinin önünde engel konumundalar ve bu yüzden proletaryanın önderliğini reformistlerin ellerine bırakıyorlar. Antarsya’nın bugünkü krize yönelik en fazla sundukları, kendi kelimeleriyle, “başa gelen herhangi hükümete karşı” bir “güçlü işçi muhalefeti.” Bu, proletaryanın beklentilerini karşılayacak bir yol gösteremeyecekleri ve onları iktidara getirmek için önderlik edemeyecekleri gerçeğinin kanıtıdır.

Yunan proletaryasının gerçekleştireceği başarılı bir saldırı, tüm Avrupa’yı saran bir isyana yükselebilir. Sonucu belirleyecek olan, proletaryanın öncülüğünün tüm ezilenleri bayrağı altında toplayabilecek devrimci bir parti oluşturup oluşturmamasıdır.

Aşağıdaki talepler için mücadele edecek, şimdi sınırsız genel grevler

  • Sağlık ve güvenliğin sendikal kontrolü! Devlet ve patronlardan tam sınıf bağımsızlığı!

  • Bankaların ve limanlar, tersaneler, demir yolu, ulaşım, sevkiyat ve elektrik tedarikçisi DEI gibi ekonominin stratejik sektörlerinin bedelsiz kamulaştırılması!

  • Kilise mülkleri ve lüks burjuva konutlarının kamulaştırılması yoluyla herkese için uygun barınma! Bankaların çaldığı evleri geri al!

  • Yeniden dövülmüş bir Dördüncü Enternasyonal için!

  • Gönüllülük temelinde birleşmiş Sovyet Avrupa Birleşik Devletleri için!

Limanlar, fabrikalar, iş yerleri, üniversiteler, okullar ve her yerde

Eylem Komiteleri İçin.

Mücadeleyi örgütlemek ve ne yapılması gerektiği stratejilerini tartışmak için.

Mağlubiyetlere Yeter!

Bir İşçi Hükümeti İçin!